13 Ağustos 2010 Cuma

Evrene Dilekçe

Şu:  "Evrenden iste, dileklerini evrene gönder, mutlaka cevap verecektir. Yeterince istersen olacaktır.  Çağırmalısın, talep etmelisin. Hatta şimdiden senin olduğunu varsaymalısın. Başına gelen herşeyi sen çağırıyorsun."  modern çağ saçmalığı kadar sinirlendiğim başka bir şey yok dünyada. Bunca yoksulluğu ben mi istedim bunca yoksul insan mı istedi? Hadi şimdi korkularımız, otomatik olumsuz inanışlarımız, öğrenilmiş zayıflığımız yüzünden başımıza bunlar geliyor diyelim. İyi de bunlar büyüdükçe, deneyimler edindikçe biçimlenen ve yerleşen düşünme kalıpları.  Peki ya küçükken, henüz hayal dünyamız sonsuzken ve kendimizi dünyanın merkezi sanıyorken? Her şey mümkün sanıyor, imkansızı tanımıyorken...O zamanlar başımıza gelenleri de biz mi çağırdık? Afrika da Orta Doğu da ölüme, açlığa ya da savaşa doğan çocuklar? Onlar yeterince isterlerse savaş duracak açlık bitecek mi? Olacaksa ne ala.. Dünyadaki tüm The Secret ları Kuantum İnanışı kitaplarını toplatıp onlara okutalım. Toplu meditasyonlar yaptıralım...ve görelim bakalım evren ne cevap verecek?


Böyle düşünüyorum ama hayatını zevk ü sefa içinde geçirip son yaklaştıkça öbür dünya korkusuyla,  cehennem dedikleri gerçekse  endişesiyle dine yapışan insanlar gibi ben de büyük düşünüp büyük şeyler istemeye karar verdim. Ya evren gerçekten dilekçeleri değerlendiriyorsa? :)  Şimdi psikoloğumun ve çoğu arkadaşımın ısrarları doğrultusunda talep listemi sunuyorum. Bakalım ilerde ne olacak? Gerçek oluyosa söz veriyorum yehoda şahitleri gibi kapı kapı gezip Secret fln dağıtıcam!!



Katip arzuhalimdir yaz evrene, tam olarak bu evleri, bu odaları istiyorum!



Göl, okyanus, deniz farketmez. Su kıyısında yaşamak istiyorum. Küçüklüğüm ve ilk gençliğim  Kumburgaz da geçti.  Evimiz denize bu kadar yakın bir sitedeydi. En sevdiğim şey gece uyumadan önce ya da sabahın ilk saatlerinde dalgaların kıyıya usul usul vurşunu dinlemekti. Her şey yolunda' nın sesiydi o..Tanrı nın kontrol bende, sorun yok deyişiydi. Güvenli ve huzurlu bir dünyanın fon müziğiydi. Bu yüzden mutlaka kıyıya yakın yaşamak istiyorum evren...bi zahmet hacı :)))



Böyle bir bahçe fena olmazdı. Ya da daha yeşil olsun:


Akşamları burda arkadaşlarla toplanıp sohbet etmek, gülmek, gülmek, gülmek..yorulunca da sessizlikte belki de yumuşacık bir müzik eşliğinde cırcır böceklerinin seslerini dinlemek...


Güneşin kızgın zamanlarında burada serin kaçamaklar yapmak..Okuduğumuz kitapların rüyalarını kısa şekerlemelerde görmek..


Şekerleme demişken yatak odama karar veremedim. Evren ortaya karışık bir şey yapar artık..Ya da hepsi olsun , misafirleri esirgeyecek değiliz ya..









Gelelim kışlık, baharlık oturma odalarımıza: burda içeri mümkün olduğunca bol ışık istiyorum..kullanışlı, samimi, sıcak odalar...





Banyo mütevazi olabilir..hırsım yok :)





Mutfak en önemli yerlerden biri..Bu resimde bir aşçı da olmalıydı ama evren tahmin eder sanırım ...BU ev aşçı, uşak, kahya üçlüsü olmadan döner mi? Derhal bu konu için bir resim bulmalıyım!



Buldum, bu kahya: (resimde bahçeyle ilgileniyor kendisi!)


Bu emektar uşak..biraz yaşlı ama çok görmüş geçirmiş..neredeyse sağ kolum.



Bu da aşçım..Sakal olayı mutfağa ters dedim kestirttim!




Evet evrencim...göster kendini bakalım! Bekliyorum!

1 yorum: